Kayıtlar

Cesaretin Sonucu - Yıl 1

Resim
@thomasble - Unsplash Geçtiğimiz sene Mayıs sonu, hayatımın en ciddi kararlarından birini alarak 2.5 sene çalıştığım ilk iş yerimden ayrılmıştım. Bu cesaretli kararı da buraya tam geçen sene bugün kuş sesleri arasında not etmiştim. Bugün bir sene sonra yine aynı huzurlu ortamdan bir durum güncellemesi yapmak istiyorum. Gün olarak tam aynı güne denk gelmesi çok ciddi bir tesadüf, bu aralar bunu yazmak istiyordum, Haziran ayı şu anki iş yerimde sene dönümüme denk geliyor ve neler değişti burada not etmek istedim. 2.5 sene boyunca yüksek lisansımı tamamladığım, askerliğimi bitirdiğim ve birçok tecrübe edindiğim aslında benim için iş bazında tam bir konfor alanı sayılabilecek iş yerimden; maaş düşürerek, yeni bir semte taşınarak, daha komplike bir görev için gidiyor olmak elbette ciddi bir karar olacaktı. Fakat az önce bahsettiğim konfor alanı tanım olarak yanıltmasın. Ciddi bir bunalım içerisine sürükleniyordum ayrıldığım günlerde. Yeni bir mühendis olan benim için işlerin daha öğretici o...

Korona, Karantina Düzeni ve Hayat

Resim
Sars-Cov2 tatlı bir görünüme sahip 2020’den beklentim ve 2020’nin getirdiklerini karşılaştırmaya kalksam herhalde baya boynu bükük bir şekilde çıkarım. Senenin başında şirkette öğle yemeği yendiği sırada televizyon haberlerinde gördüğümüz virüs gelişmeleri ile alay ediyorduk. Şubat ayı da benzer şekilde geçti açıkçası, Avrupa’ya sıçrayan virüs bizi çok da etkilememişti. Nitekim sayı da azdı. Mart başında işler ciddileşse de kimse anlam veremiyordu olanlara. Görüşüyorduk, iletişimdeydik. Fakat 5 Mart ile 15 Mart arasında çok şey değişti. Virüs ülkemizde etki göstermeye başladı ve sonrası, karantina şartları. Karantina sürecinin iş ile alakalı belki söyleyebileceğim tek yanı sosyal eksikliklerden kaynaklanan verim düşüklüğü. Sorulduğu zaman belki kimse inkar edemez fakat herkes iş yerindeki sosyal yaşamı özlüyordur. Elbette mobbing gören bir azınlığı bu bahsettiğim topluluğun dışında bırakmak lazım. Bunun yanında çoğu kişi evde olmayı ve evden çalışmayı seviyor. Nedeni aslında oldukça ba...

Kısıtlanmak

Henüz yazdığım bir önceki yazımda da belirttiğim sıkıntım büyük aslında. Yaşamanın güzel niceliklerini unuttum kendimce. Teknolojiye ilgi olarak inanılmaz bağımlı bir insanım. Bilgisiz yaşayamıyorum, bilhassa teknoloji konusunda. Sosyal medya, internet kapsamında bağımlı olduğum bir portal var mı dersek; herhalde biraz samimi ve dürüst olup Twitter yanıtını vermeliyim. Hiç bu kadar rahatsız olduğum bir sene olmamıştı, bu dönem çok farklı hissediyorum Twitter için. 9 sene oldu üye olduğum tarihten itibaren fakat ilk defa bu kadar soğuk hissediyorum Twitter'a karşı. Artık bilgi elde edemiyorum. Soğuğum, hatta kullanımıma kısıt da getirmek istiyorum fakat arada bilgi edinmek maksatlı bu platformu kullanmak hiç fena olmazdı diye düşünmüyor da değilim. Facebook'un hiçbir zaman bağımlısı olmadım, telefonda durduğu için girer bakardım. Facebook'un inanılmaz pil tükettiğinin kanıtlanması ile beraber telefonumdan kaldırdım. 2-3 hafta açmadığım oluyordur. Şöyle söyleyeyim tablet...

Yoğunluk, Hayat ve Sosyal Medya Çöplüğü

Merhabalar, 2020 için ilk yazı girişimi üçüncü ayın tam ortasında yapıyor olmam kendi seyir defterimi arada unuttuğumu, arada ise ihmal ettiğimi hatırlattı bana. Arada geçen sürede elbette hayatımda bir sürü küçüklü büyüklü değişiklik oldu. Evlilik hazırlığındayım, oldukça yoğun geçen bir süreç. Söyleyenlere inanmak lazım gerçekten. Neyse ki önemli aşamaları bir bir atlatıyoruz ve sürecin gerektirdiği hızda ilerliyoruz. Elbette maddi sıkıntılarla beraber.. Bu yoğunluk iş yerimde artan sorumlulukla birleştiği zaman işte bu ihmalkarlığın doğduğu nokta aslında çok açık bir şekilde kendini belli ediyor. İş yerinde geçen ilk 3-4 ayım bana ne kadar mutluluk getirdiyse, kış aylarının getirdiği mutsuzluk bu yoğunluk ile birleştiği için pek de memnun olmadığım birkaç aydan geçtim. Hayata dair eskilerden beri süregelen ciddi bir idealist bakışım vardır; kaliteli yaşamak. Bununla alakalı belki olağan akışta bu hedefimi tutturabildiğimi biliyorum ama hobi ve zevklerde gün be gün geriye gidiy...

2020

Zamanın ne kadar hızlı geçtiği klişesini bu yazımın başında belirterek klasik bir insan olduğumu hemen belli edeyim. Yalnız bu senenin ne kadar hızlı geçtiğini söyleyemem. Hayatımda önemli değişikliklerin olduğu bir yıl oldu. Hatta bu değişikliklerin 2018 yılının Ekim ayında başladığını belirtirsek bir senelik zaman dilimini bu yoğunlukla doldurmuşum bile. 2018 yılının sonlarına doğru başlayan yüksek lisans eğitiminin yoğunluğu, kısa bir askerlik macerası ile araya girmiş; Şubat ve Mart aylarında yapmış olduğum Roma ve Stockholm seyahatleri beni oldukça rahatlatmıştı. Ardından Mart ayının sonunda başlayan yeni iş ihtimali Haziran ayı içerisinde gerçekleşmiş; bu yalnızca yeni iş değil yeni ikamet yerine dönmüştü. Temmuz ayı içerisinde biten okul telaşesi yerini Ekim'e kadar sürecek bir nişan hazırlıkları sürecine bırakmıştı. Derken, nişan da tamamlandığına göre bütün odağımı yeni seneye vermem gerektiğini bir kez daha anladım. Çünkü tüm bu süreçlerden belki daha karmaşık ve daha yo...

Hayat Zor

Bundan yaklaşık 5 ay önce kolay görünen ama benim için oldukça zor bir karar vererek ilk defa ailemden bağımsız olarak yaşadığım ilçeyi değiştirdim. Bu alışılabilinen bir durum ama zor olan karar aslında çalıştığım şirketi değiştirmekti. Yaklaşık 2.5 senedir çalıştığım yerden ayrılmayı zaten yaşadığım yoğunluk ve stres sebebi ile istiyordum fakat değişim anı geldiğinde içimde yeşeren umudun yanında kocaman bir “Şimdi ne olacak?” sorusu kafamda belirmişti. 5 ay geçmişken geriye dönüp baktığımda en çok faydalandığım şeyin yaşadığım yerin tadını çıkarmak olduğunu görüyorum. Anadolu Yakası’na taşınmayı çocukluğumdan beri istiyordum ve bu gerçekleşince kendimi sürekli güzel sahile ve manzaraya attım. Bu da üniversite ve iş stresinin yaratmış olduğu iç sıkıntısını ciddi derecede söktü attı. Kariyer olarak önemli bir adım atmıştım, güzel bir yerde oturduğum için sürekli deniz manzarası izleme şansım oluyordu ve en önemlisi mutluydum. Fakat yazın geçmesi ve havaların daha kaotik bir havaya...

Yüksek Mühendis

Resim
Günümüzde tutunmak hayli zor. Türkiye'de, Türkiye'nin en büyük ili İstanbul'da yaşıyorum. Bu durumun verdiği ağırlık benim gibi birkaç milyon insanda da mevcut. Üniversiteden mezun olmuş bir genç olarak 2016'da iş bulmamın kolaylığı beni İstanbul'da yaşamanın zorluğunu fazla hissetmeme sebep oldu. Bundan dolayı her zaman minnettar kalmışımdır. Fakat değiştiremeyeceğimiz bazı şeyler var, o da coğrafyanın kader olduğu. Bu kötü coğrafyada yaşamanın bazı kötü yanları mevcut, bu dönemlerde bir sene sonrasında bile ne olacağını kestirememek gibi. Projeksiyon yapmanın neredeyse imkansız olduğu bu ülkede kişilerin hayatta kalabilmesi için yapması gereken tek bir şey var; o da kendilerine yeni beceriler ve ünvanlar eklemek. İnşaat Mühendisi olan bendeniz, 2014'te o dönemler tavan yapan inşaat sektöründe mezun bir birey olarak herkesten temel olarak bir farkım olamayacağını çevremdekilerin ipuçları ile idrak edebilmiş, kariyerimi inşaat sektöründe geleceği şekillen...