Korona, Karantina Düzeni ve Hayat

Corona Virüsü: Kendi Küçük Ama Tahribatı Büyük - Hisar ...
Sars-Cov2 tatlı bir görünüme sahip

2020’den beklentim ve 2020’nin getirdiklerini karşılaştırmaya kalksam herhalde baya boynu bükük bir şekilde çıkarım. Senenin başında şirkette öğle yemeği yendiği sırada televizyon haberlerinde gördüğümüz virüs gelişmeleri ile alay ediyorduk. Şubat ayı da benzer şekilde geçti açıkçası, Avrupa’ya sıçrayan virüs bizi çok da etkilememişti. Nitekim sayı da azdı. Mart başında işler ciddileşse de kimse anlam veremiyordu olanlara. Görüşüyorduk, iletişimdeydik. Fakat 5 Mart ile 15 Mart arasında çok şey değişti. Virüs ülkemizde etki göstermeye başladı ve sonrası, karantina şartları.

Karantina sürecinin iş ile alakalı belki söyleyebileceğim tek yanı sosyal eksikliklerden kaynaklanan verim düşüklüğü. Sorulduğu zaman belki kimse inkar edemez fakat herkes iş yerindeki sosyal yaşamı özlüyordur. Elbette mobbing gören bir azınlığı bu bahsettiğim topluluğun dışında bırakmak lazım. Bunun yanında çoğu kişi evde olmayı ve evden çalışmayı seviyor. Nedeni aslında oldukça basit; istediğini yapma özgürlüğü. İstendiği kadar takip ediliyor olsun insan daha serbest hissettiği her ortamda kuralları esnetip disiplininden kayıyor. İlk başlarda benim de yaşadığım ve sitem ettiğim bu problem aslında ilk aydan sonra giderek azalmaya başladı. İnsan, kendisine yeni bir şeye alışmak konusunda oldukça becerikli bir varlık. Ben de alışamam sandığım bu düzene artık ayak uydurmuş vaziyetteyim. Tabi bu yazıya başlangıcım bir 10 gün öncesine dayandığı için aslında şartlar bu 10 gün içinde yine yavaş yavaş değişmeye başlıyor. Şirketim Haziran sonuna doğru ofislere geçileceğini bildirdi ve bu sefer bir aksilik yaşanmadığı sürece bu yeni normal düzene alışmak zorunda kalacağız.

3 aya yakın bir süredir evlerdeyiz, havaların da ısınması ile sıkılma oranı artıyor. Arkadaşları görmek, işe gidip gelmenin hareketliliği ister istemez beni oldukça aktif tutuyordu fakat karantina başladığından beri yüksek bir motivasyon ile sürdürdüğüm koşularım haricinde elimde hiçbir şey yok. 1 Haziran'dan sonra yavaş yavaş herkes yeni düzen ile dış hayata alışmak zorunda kalacak.

Umuyorum ki 2020 ilk yarısında aldıklarını ikinci yarısında bizlere bırakma niyetindedir, yoksa bu vurgunun etkilerini uzun bir süre silemeyeceğiz.

Yorumlar