Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Balık

Bir önceki yazımda yüksek lisansın ve İTÜ'nün benim için ne denli önemli olduğunu belirtirken, aslında kafamda bulunan en büyük soru işaretinin silinmek üzere olduğundan habersizdim. Mevcut hükumetin seçim vaadi olarak ortaya sunduğu bedelli askerlik yasasından faydalanarak 21 günlük icra edeceğim askerliğin celp tarihini beklemeye koyulmuştum. İlk celpler açıklandığında 2018 bitmeden şu yükü de omuzlarımdan atsam ne iyi olur diye düşünmeye kalmadan 4. celp döneminde şansıma İstanbul Maltepe çıktı ve 21 günlük görevi yapıp geldim. 2019'un yeni bir başlangıç olduğunu düşününce bir de askerliğin aradan çıkması muazzam oldu. Artık geleceğe daha güzel bakmanın vaktidir.

Yeni Dönem - 2019'a Doğru

Resim
İlkokul zamanı başarılı ve çalışkan bir öğrenci olarak nam salmaya ramak kalmışken 6. sınıfta yaşadığım değişim beni akademik başarı olarak geriye götürmüştü. Bunun arkasında yine aynı sene başlamış olduğum Istanbul Üniversitesi Basketbol Kursu'nun bir etkisi var mıdır bunu hayatım boyunca sorgulayacağım. Çünkü basketbol ile birkaç sene sonra tanışmış olsam muhtemelen çok büyük bir şey kaybetmeyecektim fakat akademik başarı konusunda belki daha farklı bir yerde olabilecektim. Bunu düşünmek bir yana dursun, liseden sonra kendim ve çevremce başarısız sayıldığım bir üniversite sınavı ile İstanbul Kültür Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümüne girmiştim. Hayaller İTÜ, gerçekler İKÜ'ydü. Okulumu dört sene sonunda bitirdikten sonra şanslı bir şekilde beklemeden çalışma hayatına atılsam da, arkamdaki bu geçmişin beni hiçbir zaman tatmin etmeyeceğini biliyordum. Bunun için de yüksek lisans yapmam gerekiyordu. Hedef ise oldukça kesin, her zaman hayalini kurduğum İTÜ

Durum Güncellemesi

Bir buçuk ay olmuş neredeyse. Bu süre zarfında bahsetmiş olduğum Elit Köşe projesini devreye almayı başardık. Güzel bir logosu, konsepti ve sayfası olan içime sinen bir internet sitesi oldu.  Başlangıca ise konsepte uygun olarak farklı bir yazı ile girdim. Aslında iyi denk geldi. Twitter’da gördüğüm bir haberden tıkladığım bağlantı beni genç sporcularımıza açtı. Mete Gazoz’u gördüm, şahane başarılarını gördüm ve “Neden sporcularımızı tanıtmayayım ki?” diye sordum kendi kendime. Şimdiye kadar iki tanesini bitirdim bile. Başlangıçta dört sporcuyu tanıtacaktım. Halen takvimde yer alan bir yazı dizisi, devamı gelecektir.  Şimdilik iyi gidiyor. Fakat fark edilmeyip yerinde sayması en büyük korkularımdan. Bu projeyi tavana çıkartmak gibi bir idealim yok. Kemik bir kadrosu olması kâfidir benim açımdan. Saf bir kitle yani aradığım, her yazıda küçük bir okuyucu tarafından ilgi çekecek bir proje.  Buraları güncellemeyi de ihmal etmemeyi düşünüyorum. 

Elit Köşe

Resim
Uzun zamandır blog yazıları yazıyorum. Sanırım 2005 senesiydi ilk sitemi yayına aldığımda, çocukluktan ötürü duramadık arkasında. 4-5 sene öncesine kadar gelen çeşitli denemelerin de boşa çıkmasından sonra FCNBlog’da bir konu üzerine düzenli olarak ilk defa yazmaya başladım. 2015 yılında ise Medium’a ilk defa adım attığımda FCN’de yazdığım voleybol yazıları dışında spor, pazarlama ve hayata dair birkaç konu ele almıştım. Neyse ki o alışkanlığı bu güne kadar sürdürebildim. Yaklaşık bir iki senedir ise kafamda tasarladığım projeyi nihayet hayata geçiriyorum. Elit Köşe adını verdiğim proje ilk tasarlamada futbol harici sporları ele alan bir oluşum olacaktı fakat sonra kapsamı genişlettim. Kapsam genişleyince eminim yazacak konu da çoğalacak, hitap etmek istediğimiz kitle de büyüyecek ve en önemlisi bu yolda bana yardım edenler çıkacaktır. Elit Köşe, haftaya merhaba diyor. Bu projede bana destek olan başta Neşe’ye en büyük teşekkürümü borçluyum. İlkcan ise projenin haya

Wimbledon-13072018

Resim
Wimbledon Yarı Final karşılaşmaları devam ediyor. Erkeklerde Roger Federer'i eleyip beni tam bir bozguna uğratan Kyle Anderson o dört buçuk saatlik maçın ardından John Isner ile mücadele etti. Sanırım tenis tarihinin en uzun ikinci maçı olan oyun altı saatten fazla sürdü. John Isner 2,08m, Kyle Anderson ise 2,03m boyunda. Bu da anlaşılabileceği üzere servis bazlı bir maçın anahtarı. Öyle de oldu, diğer yarı final maçı Nadal-Djokovic mücadelesini izleyebilmek için koştur koştur eve dönsem de bu maçın bitmek üzere olduğunu gördüm fakat o maç iki saat boyunca bitmedi. Servisler demiştim, öyle estetik bir oyun olmadı, servis ağırlıklı bir oyun olduğu için bitmesi uzun sürdü. Neyse ki Nadal-Djokovic maçı çatı kapanmasının ardından başladı, o sıkıcı maçın üzerine ilaç gibi geliyor açıkçası. Final mi? Ümidim Djokovic'ten yana, Nadal'ı son yıllarda sevmeye başladım ama Grand Slam sayısında Federer'e yaklaşmaması lazım. Bu arada Djokovic savunması 2-3 senenin öncesi

Başlarken

Resim
Yaklaşık 12 sene önceydi, kendime bir site açmıştım. O zamandan bu zamana kendime sakladığım ve sitelerde paylaştığım yazılar bir özel bir sitede toplansaydı ciddi bir sayıya ulaşmış olurdu herhalde. Bundan sonra olsun, kendime biriktireyim. Yolculuk da anlamlı bir gün olan doğum günümde başlasın o zaman. Umarım unutulan veya yarım kalan bir macera olmaz, tek beklentim budur.