Hayat Zor

Bundan yaklaşık 5 ay önce kolay görünen ama benim için oldukça zor bir karar vererek ilk defa ailemden bağımsız olarak yaşadığım ilçeyi değiştirdim. Bu alışılabilinen bir durum ama zor olan karar aslında çalıştığım şirketi değiştirmekti. Yaklaşık 2.5 senedir çalıştığım yerden ayrılmayı zaten yaşadığım yoğunluk ve stres sebebi ile istiyordum fakat değişim anı geldiğinde içimde yeşeren umudun yanında kocaman bir “Şimdi ne olacak?” sorusu kafamda belirmişti.

5 ay geçmişken geriye dönüp baktığımda en çok faydalandığım şeyin yaşadığım yerin tadını çıkarmak olduğunu görüyorum. Anadolu Yakası’na taşınmayı çocukluğumdan beri istiyordum ve bu gerçekleşince kendimi sürekli güzel sahile ve manzaraya attım. Bu da üniversite ve iş stresinin yaratmış olduğu iç sıkıntısını ciddi derecede söktü attı. Kariyer olarak önemli bir adım atmıştım, güzel bir yerde oturduğum için sürekli deniz manzarası izleme şansım oluyordu ve en önemlisi mutluydum.

Fakat yazın geçmesi ve havaların daha kaotik bir havaya bürünmesi ile ben de melankolik düşüncelere tekrar geri döndüm. Yoğun adlandırılabilecek bir nişan süreci ardından gelecek kaygısı içimde tekrar beni kemirmeye başladı. Yazdıklarımdan işimden memnun olduğu algısı çıkar, kesinlikle doğru fakat Türkiye’de şu an sıkıntısı en fazla olan sektörde çalışıyorum. Bir inşaat mühendisi olarak benzer deneyim ve öğrenime sahip diğer mühendis dallarındaki arkadaşların hangi paralara çalıştığını görmek beni derinden sarsıyor açıkçası. İnşaat sektöründen yeni başlayan maaşları asgari ücret seviyesinin de altına inmiş vaziyette. Hatta bazı firmaların para vermediklerini bile duyuyorum.

Her ne kadar yeni başlayan olmasam da, maaş seviyesi olarak diğer mühendislik dallarının çok altında olmak yaşam zaafiyetleri çıkartıyor. Bütçe hiçbir şeye yetmez oluyor. Ne yazık ki günümüz şartlarının Türkiye’yi getirdiği hal her şeyin para ile çözümlenmesine sebep oluyor ve elimizdeki paranın da bir sonu var. Bu açmaz beni fena halde umutsuzluğa götürmüş olacak ki dün Linkedin sitesinden kendimi yurtdışında çalıştığım sektördeki pazarı araştırmaya itti. Gerçekten şok oldum. Özellikle Hollanda ve İngiltere’deki yapı bilgi modellemesi mühendis pozisyonunda ciddi eleman eksiği var. Bu da Batı’nın inşaatta teknoloji evrimini ne derece gerçekleştirmiş olduğunu kanıtlar nitelikte. Biz ise hala bu gelişime angarya gözü ile bakıp klasik yöntemler ile inşaatları yapmaya devam ediyoruz. Hali ile bu sektör içinde çalışan bizlerin aldığı lokma büyüyemiyor.

Daldan dala atlayan konusu dağınık bir yazı oldu. Fakat bir aralık bırakmıştım burası için, fikirlerimi yazarak geri dönmek de oldukça güzel oldu. Daha sık yazmak dileği ile.

Yorumlar